TARİH SAYFANIZ

Sizi bilgiye ulaştıran adres

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Nuri Demirağ'ın Hayatı ve Bilinmeyen Başarıları

Türkiye Cumhuriyeti demir yolları inşaatının ilk müteahhitlerinden ve Cumhuriyet  devrinde Türkiye'nin sanayi kalkınmasını sağlayan ve iş hayatının yanında hayırsever insan olarak tanınmıştır.1886 yılında Sivas'ın Divriği kasabasında doğar.
Öğrenimini memleketinde yapmış ve aynı okulda öğretmen olarak tayin edilmiş, Ziraat Bankasının açtığı sınavı kazanarak, bu bankada çalışır. Maliye Bakanlığının açtığı bir sınavı da kazanarak, bankacılıktan maliye hizmetine geçmiş, İstanbul'a gelerek maliyenin her kademesinde memur olarak çalışmış ve daha sonra Maliye Müfettişi olmuştur.
Türkiye’nin demir yolu ağının bir bölümünün inşasını gerçekleştirmiş ve bu nedenle kendisine Mustafa Kemal Atatürk tarafından “Demirağ” soyadı verilmiştir.Nuri Demirağ, 1936 yılında havacılık sanayinin ilk temellerini atmaya başlar.
 İlk iş olarak 10 yıllık bir plan - program hazırlattır. Bu program gereği, Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesinin yanında uçak Etüd Atölyesini kurar. Bu uçak atölyesi kısa bir sürede dev bir fabrika haline gelir.

29 Mayıs 2016 Pazar

GÖZDE TİCARET KOLU: SARRAFLIK

Sarraf lügatlara göre sarf eden, harcayan, bir başkası adına para ile iş gören veya gördüren gibi manalar taşımakla birlikte, o zamanlarda bankerlik, finansörlük vb. gibi fonksiyonları icra eden bir mesleğin adıdır.
Sarraflık mesleği; altın ve gümüş gibi kıymetli madenlerin ticaret eşyası olarak kullanılmaya başlandı.Helal kazancın onda dokuzunun ticarette olduğunu bildiren ve ticarete önem veren İslam dininin yayıldığı zamanlarda, altın ve gümüş paralar, ticaret vasıtası olarak kullanılmaya devam edildi. Bu sebeple sarraflık mesleği, revaçta olan bir meslek haline geldi. Dört halife ve Emeviler devrinde İslam devletinin sınırları genişledi.

25 Mayıs 2016 Çarşamba

AUGUSTE RODİN'İN DÜŞÜNEN ADAM HEYKELİ

Fransız heykeltraş Auguste Rodin'in 1900'lü yıllarda yaptığı ve şu anda Rodin Müzesinde bulunan Düşünen Adam heykeli,tüm dünyada felsefi düşünmenin simgesi haline gelmesine karşılık,Türkiye'de bir akıl hastanesinin bahçesine yerleştirmek değişik bir bakış ve anlayış açısıdır, Çünkü diğer gelişmiş ülkeler bu heykeli müze ve üniversite gibi bilgi yuvalarında kullanmakta iken,bizde tam tersine sanki fazla düşünmenin sonu burasıdır der gibi bir anlam yüklenmeye çalışılmıştır. Türkiye'deki heykelin hikayesi ise; 1950 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi başhekimi Fahri Celal bey bu heykeli bir dergide görür ve bir kopyasının bahçeye yapılmasını ister.Ancak yeterli ödenek çıkaramayan başhekim,o sırada hastanede tedavi gören bir heykeltraştan bunun yapımını rica eder. Heykeltraş kabul edip yapıma başladıktan kısa bir süre sonra emeğinin karşılığını artık alması gerektiğini söyler,ama gel gör ki o dönem ki şartlara göre o kadar astronomik bir rakam söylemiştir ki,hastane bunu karşılayamaz ve heykeltraş yapımı yarıda bırakır.Düşünen adam çenesini yaslayacağı kolu olmadan öylece ortada kalakalır.Ama şans başhekimin yüzüne yine güler,çünkü altı ay sonra depresyon için hastaneye gelen bir yüzbaşı bu görevi tamamlayacağını söyler ve gerçekten de işi başarıyla tamamlamayı başarır.

    FOTOĞRAFLAR



24 Mayıs 2016 Salı

Ölüme Terk Edilen Köpekler (Hayırsız Ada)


İstanbulun adaları içinde, Adalar kümesine en uzak olan ada Sivri Adadır. Hayırsız Ada olarak da bilinen Sivri Ada, Bizans döneminde diğer İstanbul adaları gibi sürgün adası olarak kullanıldığı gibi, inzivaya çekilen Bizans din adamları kalmıştır. İstanbul'un fethinden beri köpekler de şehrin bir parçası haline gelmişti. Bizans döneminde daha çok kedilerin hakim olduğu kentte, Türklerle birlikte köpekler dokunulmazlık kazanmıştı. Sokaklarda, caddelerde serbestçe dolaşan köpekler, yabancıları çok şaşırtıyordu. İstanbul'un fethinden beri köpekler de şehrin bir parçası haline gelmişti. Bizans döneminde daha çok kedilerin hakim olduğu kentte, Türklerle birlikte köpekler dokunulmazlık kazanmıştı. Sokaklarda, caddelerde serbestçe dolaşan köpekler, yabancıları çok şaşırtıyordu.

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Neden AND içiyoruz?

'And nedir?', 'AND'ı neden içiyoruz' diye tarihimize baktığımızda,anlaşmadaki katılımcıların kanının damlatıldığı kımızdır and. İskit'lerde And ritüeli, kan ve kımız karışımı içki ile yapılan andlaşma kardeşliğidir. Kül oba kurganı Mö. 5.yy Kırım ve 12-13. yüzyıl Selçuklu seramik cami içi maketi. Minber üzerinde bir hoca ve ellerinde Ant Kadehi tutan uzun saçlı Türk beyleridir.


FOTOĞRAFLAR




22 Mayıs 2016 Pazar

Sokullu Mehmet Paşa'nın söylediği sözü


II. Bayezıd Han' ın Bilinmeyen Başarısı

19 Mayıs 2016 Perşembe

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramınız Kutlu Olsun

  Bugünü gençlerimize armağan eden Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyoruz.


GÖKTÜRK PARALARI

 Göktürk paralarında  ay ve yıldız birlikte yer almaktadır.



Vecihi Hürkuş'un Hayatı ve Bilinmeyen Başarıları

6 Ocak 1896 İstanbul’da, gümrük müfettişi Faham Bey ve Zeliha Niyir Hanım’ın ortanca çocukları olarak dünyaya gelen Vecihi Faham’dır. 16 yaşındayken 1912’de Balkan Harbi’ne katılır.  1914 pilot olmaya karar verir. Makinist Mektebine gönderilir. 1. Dünya Savaşında, Bağdat cephesine “Uçak Makinisti” olarak katılır. Fakat uçak kazasında yaralanarak İstanbul’a döner ve bu kaza Vecihi Hürkuş’un pilot olma isteğini körükler ve Yeşilköy’deki Tayyare okuluna gider. 1916 senesinde ilk uçuşunu gerçekleştirerek Pilot  Astsubay olarak mezun olan Hürkuş, 1917 senesinde Kafkas cephesine atanır. Kafkas cephesinde bir uçak düşürerek Türkiye’nin uçak düşüren ilk pilotu olur.













ŞAHMERAN

Vücudunun üst kısmı güzeller güzeli bir kadın,alt kısmıysa yılan şeklinde olan doğu kültürünün masallarında yer alan mitolojik bir yaratıktır.Yılanların şahı olarak adlandırılan Şahmeran,efsaneye göre Tarsus çevresinde yaşamış olduğu düşünülmektedir.Bazı anlatımlarda değişiklik gösterse de,Ceyhan ile Misis arasındaki yılan kalesinde yılanlarla birlikte yaşamış olduğu söylenmektedir.Efsaneye göre,Şahmeran ile ilk karşılaşan kişi Camsab'dır.Geçim sıkıntısı çeken ve ailesine yardım eden Camsab,arkadaşları ile birlikte bal bulunan mağaraya inerler,fakat insan açgözlülüğü yine devreye girer,arkadaşları bütün balı alarak Camsab'ı da mağarada bırakarak kaçarlar.Korkudan ne yapacağını bilemeyen Camsab,elinde bulunan çakı yada bıçak benzeri bir aletle bulunduğu yerdeki bir duvara delik açıp genişleterek başka bir bölüme geçer ve burada sayısız yılanların bulunduğunu görür,Şahmeran daha sonra ortaya çıkar ve Camsab ile konuşur. Camsab başına gelenleri bir bir anlatır ve bunun üzerine Şahmeran kendisini kurtaracağını ama tek bir şartının olduğunu,bunun da yerini ve gördüklerini kimseye anlatmaması gerektiğidir.Köyüne dönen Camsab,padişahın hasta olduğunu ve bunun da tek çaresinin Şahmeran'ın etini yemesi olduğunu duyar.Padişaha Camsab'ın Şahmeran'ı gördüğünü sırdaş ama hain arkadaşları ulaştırır ve bunun üzerine vezir Camsab ile birlikte Şahmeran'ın bulunduğu yeraltı mağarasına gider,bazı sihirli kelimelerle vezir Şahmeran'ı altın tepsi ile dışarı çıkarır,padişaha sunulur ve yeniden sağlığına kavuşan padişah Şahmeran'ın insanlara inancının ve sadakatinin karşılığını ihanet olarak alır.

Fotoğraflar


18 Mayıs 2016 Çarşamba

MEGALİTLER

Yunanca büyük ve taş kelimelerinden üretilmiş olan megalit büyük taş anlamına gelmektedir ve bunun en güzel örneğini ise Stonehenge, Newgrange gibi yapılar oluşturmaktadır.Avrupa megalitleri çoğunlukla ilk çiftçiler çağı olan Neolitik dönemden, M.Ö. 5000 yıl ya da daha öncesinden kalmadır.Malta'dan Anadolu'ya ve Arabistan'dan Afrika'ya kadar...Bu yapıtlardan el ilginç olan ise taş çemberlerdir. Ekin çemberlerinden ilham alınarak yapıldığı düşünülen bu taş çemberler,neden yapıldığı sorusunun cevabını yine bizlere bir gizemini korumaktadır.

Heraclalı Ressam Zeuxis

i.ö 5. yüzyılın sonlarında yaşamış yunan Heraclalı ressam Zeuxis ... Rivayete göre döneminde resimleriyle tüm Yunanistan'da ün salmış ... elinde üzüm tutan bir çocuğun resmini yapmış ve üzümler öyle gerçek gibi duruyorlarmış ki kuşlar gelip yemeye kalkışmışlar. Bundan dolayı övüldüğü zaman zeuxis üzülerek, "çocuğun resmini daha iyi yapabilseydim kuşlar ondan korkardı" demiş. En iyi eleştiri"Öz eleştiri"dir.

Çanakkale Alay Komutanları Sancaklarını Teslim Alırken Çekilen Fotoğraf


11 Mayıs 2016 Çarşamba

Peru’daki Antik Kanalların Sırrı Uzaydan Çözüldü

Peru'nun güneyindeki kurak vadilerde bulunan su kanalları üzerindeki şekiller bir zamanlar buralarda gelişmiş bir toplumun yaşadığına işaret ediyor.
Dünyanın en kurak bölgelerinden birinde spiral şeklinde açılmış delikler yukarıdan bakıldığında ilginç bir görüntü oluşturuyor. Bu deliklerin ne amaçla açıldığının sırrı ancak uzaydan çekilen fotoğraflar sayesinde çözülebildi.Bu spiral huni şeklindeki bu delikler Peru'nun Nazca bölgesinde bulunuyor. Burası Nazca çizgileri olarak bilinen ve toprağa işlenmiş dev geometrik şekilleriyle de ünlü olan bir bölge.

Su kanalıyla tarım
Nazca'da yaşayan antik toplumların yıllarca süren kuraklığa rağmen nasıl ayakta kaldığı merak ediliyordu. İtalya'daki Çevre Analizi Metodoloji Enstitüsü'nden Rosa Lasaponara, spiral şeklindeki bu yapıların yeraltı sularını çıkarmak için yapılmış gelişkin bir hidrolik sistem olduğunu söylüyor. Bu yapılar sayesinde bu kurak bölge büyük bir dönüşüm geçirdi. Lasaponara ve ekibi spiral yapıların
uydu yoluyla çekilmiş görüntülerini ve Nazca bölgesindeki dağılımını ve yakınlarındaki eski yerleşim alanlarını inceledi. Bunun üzerine Lasaponara şu sonuca vardıklarını belirtiyor:"Bu yapılar bugün bizim gördüğümüz halinden çok daha gelişkin yapılardı. Bunlar sayesinde yıllar boyunca yeraltı suları kullanılarak dünyanın en kurak yerlerinden biri olan bu vadide yoğun tarım yapmak mümkün olmuştu.

FRANSIZ DEVRİMİ

1789-1799 yılları arasında Fransa'daki mutlak monarşinin devrilip yerine cumhuriyetin kurulmasıdır.Avrupa ve batı dünyası tarihinde bir dönem noktasıdır.Toplum büyük bir hızla değişmekte,aydınlanmaktaydı. Aydınlamacılar (aydınlanma filozofları vs.) artık özgürleşmenin ve bu özgürlüğünde tüm alanlarda olması gerektiğini ve eşitliğin getirilmesi gerektiğini savunuyorlardı.Ayrıca ihtilalden önce Fransız ekonomisi pekte parlak döneminde değildi.Savaşlar nedeniyle yavaşlamaya girilmiş,köylü mahsulünden beklediği verimi alamamış,kıtlıkla karşılaşılmıştı.Bu nedenle köyden şehirlere göçler başlamış,fakat yine hayal kırıklığı yaşayan vatandaşlar,vergilerin zamanında ödenememesi gibi birtakım sorunları ortaya çıkarmış,devletin can damarı olan vergilerin sekteye uğraması ile zaten savaşın yarattığı maddi zorluklarla cebelleşen ülke bunun üstüne bir de sarayın bencilce ve savurgan yaşamları eklenince devlet iflasın eşiğine gelmişti.Bütün bu gelişen zincirleme olaylar neticesinde 16.Louis,14 Temmuz 1789 günü orta sınıf ve halkın saldırısına maruz kalmış,soylular ve kiliselerin malları yağmalanmış,krallık yönetimine son verilerek cumhuriyet ilan edilmiştir.21 ocak 1793 yılında vatan hainliği suçundan 16. Louis giyotinle idam edilmiş,eşi Marie Antoinette ise eşinin kaderini paylaşmaktan kaçamamış aynı sonu kendisi de yaşamıştır.İhtilal bir takım dönemlerden geçerek 1804 yılında sona ermiştir.

FOTOĞRAFLAR




NİOBE AĞLAYAN KAYA

Manisa ili sınırları içerisinde yer alan Niobe ağlayan kaya,Tantalus ve eşi Dione'nin kızı olan Niobe'nin hikayesidir.
Niobe,Thebes kralı Amphion ile evlenir ve yedi kızı ile yedi oğlu olur.Çocuklarının fazla olmasıyla gururlanan,böbürlenen Niobe,iki çocuk doğurmuş olan Leto'yu fazlasıyla derinden yaralamıştır.Bunun üzerine Leto'nun oğlu Apollo, Niobe'nin oğullarını,kızı Artemis ise Niobe'nin kızlarını öldürmüştür.Evlat acısı ile yüreği yanan Niobe çocuklarının cesedinin başında günlerce ağlar.Tanrı Zeus, Niobe'nin bu kadar ıstırap çekmesine bir son vermek ister ve onu ağladığı yerde taşa çevirir. Spil dağı yamacındaki kadın başı şeklindeki bu kayanın göz çukurunu andıran girintilerinden sızan su Niobe'nin gözyaşları olarak yorumlanır.

FOTOĞRAFLAR

SULTAN FATİH’İN VEFÂTI

Tarihin en büyük hükümdarlarından olan Fatih Sultan Mehmed Han, 3 Mayıs 1481’de vefât etmiştir. Fatih Sultan Mehmed Han, Osmanlı padişahlarının yedincisi, II. Murad Hanın oğlu ve II. Bâyezid Hanın babasıdır. 1431’de Edirne’de doğdu. Daha 22 yaşında iken, İstanbul’u alarak, Bizans İmparatorluğu’na son veren bu büyük hükümdar, Arnavutluk’u, Bosna ve Hersek’i almış, Yunanistan’ın fethini tamamlamış ve Balkanları idaresi altında birleştirmiş, Trabzon-Rum Pontus Devleti’ne son vermiştir. Toplam 2 İmparatorluk, 4 Krallık, 6 Prenslik ve 5 de Dükalık olmak üzere, 17 devlet fethetmiştir.Fatih Sultan Mehmed Han, çok cesur ve çok zekî olduğu kadar, çok mükemmel yetişmiş bir hükümdardır. Avrupa ilim ve tekniğini çok iyi takip ediyordu. Astronomi, matematik, askerlik, tarih, coğrafya bilgisi çoktu. Kelâm ve matematikte devrinin otoritelerindendi. Avnî mahlasıyla şiirler de yazmıştır.


NEWGRANGE-İRLANDA

'NEWGRANGE' M.Ö.3200 yıllarında İrlanda Dublin yakınlarında inşa edilmiş bir anıt mezardır. Henüz Mısır medeniyetinin ortada olmadığı, Babil ve Girit medeniyetlerinin doğmadığı dönemde var olan bu yapıt,Stonhenge'den daha önce yapılmış olması ile de bilinmektedir.Yapının üzerindeki kubbe başlı başına bir mühendislik harikası olan bu anıt mezar; alt tarafları ağır,üst tarafları hafif olan tek parça taşlar öylesine bir düzenle yerleştirilmiştir ki, bu sayede üste konan taş alttakinden biraz daha dışarı çıkık şekilde durması sağlanmış,bu şekilde yapıtın üstünde orta kısımda 6 metre yüksekliğinde bir baca ortaya çıkmış ve bu bacanın da istenildiğinde açılıp kapanan bir kapağı olacak şekilde dizayn edilmiştir.Ancak bu yapının sadece mezar anıtı olmadığı ayrıca astronomik bilgiler üzerinde çalışılarak da inşa edildiği düşünülmektedir.Şöyle ki; yılın en kısa gününün(21 Aralık) gün doğumundan kısa bir süre sonra güneş ışığı doğrudan bu yapıtın mezar odasına düşmektedir.Koridor kapılarına ve dev taşlara yansıyarak ilerleyen ışınlar son olarak arka duvara ulaşır.Dikkat çekici bir diğer nokta ise;ışığın koridordan değil de, koridor kapısının çatısının üzerinde özel olarak yapılmış dar delikten girmesidir.Muhteşem ışık oyunlarına sahne olan bu muhteşem yapıt bizlere bunu tasarlayanların mühendislik bilgilerinin yanı sıra,gün dönümlerini ve güneş'in hareketini hesaplayacak astronomi bilgisine de sahip olduklarını gösteriyor.


FOTOĞRAFLAR












Paraların Üzerinde Yer Alan Baykuş Figürü

Antik dönem Atinalıların paralarının üzerinde yer alan baykuş, hem bilgeliğin hem de ölümün sembolüdür. Bilgelik ününü gece vakti bir dala öylece tutunmuş, gözleri açık bir halde sanki derin derin düşünceleri dalmış gibi olmasına borçludur. Efsaneye göre , Tanrıça Athena,baykuşun bakışlarından , gece görme yeteneğinden çok etkilenmiş ve gece kuşu olan kargayı bu görevden sürerek yerine baykuşu getirmiştir . Baykuş , Athena’nın görmediklerini görüp Tanrıçayı her daim haberdar etmiştir. Tanrıçanın kendisine ait baykuşun adı ‘Athene Noctua’ olarak geçer (Küçük Baykuş olarak da bilinir) ve Acropolis’in koruyucusu olduğu söylenir . Antik Yunan paralarına baktığımızda üzerinde baykuşu görmemizin bir sebebi de bu kuşun ayrıca ticaret üzerinde bir koruyucu gözlemci olduğuna inanılmasındandır. Rivayete göre baykuşa gece görme yetisini kazandıran, içinden gelen sihirli bir ışıktır .
























4 Mayıs 2016 Çarşamba

Artemis Tanrıçası ve Karanfil